LID metodu, geleneksel parametreler kullanmadan, onun yerine borunun etrafındaki zeminin elektrofiziksel özellikleri kanalıyla direkt sızıntıyı ölçerek geleneksel sızıntı tespiti tekniklerinin tüm olumsuzluklarını bertaraf eder.
LID sistemin uygulanması için en iyi zaman, boru uygulaması ile eşzamanlı olmasıdır. Borularda genellikle üzerleri kapatılmaya başladığı andan itibaren çeşitli farklı sebeplerden ötürü sızıntı görülmektedir. Yeni boru döşenmesi esnasındaki uygulama daha düşük maliyetlidir ve ayrıca borunun kendi ömrü açısından da daha doğrudur. Geniş çaplı borular için birden fazla sensör öğesi yerleştirilmesi gerekebilir.
Sensör Öğesinin (SÖ) boru yatağına konumlandırılması
Kurulum kolaydır ve özel beceri gerektirmez, sensör öğesi görüntülenecek boruya yakın ve paralel konumlandırılmalıdır.
1 2 3 KADAR KOLAY
LID sensör öğesi 300mm civarı derinliğe yerleştirilir, sensör öğesinin yörüngesi uygulanmış borununkiyle aynı olmalıdır.
METAL BORULAR: boruya bir elektriksel bağlantı uygulanır ve sonrasında uygulama, aynı yeni borudaki LID sensör öğesinde olduğu gibi çalışacaktır.
METAL OLMAYAN BORULAR: LID sensör öğesi 300mm civarı derinliğe yerleştirilir ancak ek dikey bağlantılar da gerekecektir.
Yüzeyin kapatılması sonrası devreye alınır.
Sensör öğesine bağlanır bağlanmaz sistem, otomatik olarak; GPS koordinatları, SÖ’nin net uzunluğu ve veri tabanında saklanacak ve gömülü sensör öğesindeki ID çip ile ilintili bir referans ölçüm edinir.
Devreye alınma esansında veya daha sonraki bir zamanda sızıntı simülasyon testi yapılması önerilir. Sistemin etkinliği ve en üst düzey güvenilirliği test edilir. Testler, gizli valfler, kanalizasyon girişleri ve diğer araçlarla sızıntı varlığı simülasyonu ile yürütülebilir.
Sistemin işletimi, sensör öğesi bir alıcı-vericiye (transceiver) her bağlandığında önceden belirlenen bir program rutininde çalışarak, kolay ve hızlı olacak şekilde otomatikleştirilmiştir.
Sensör öğesinin ID & GPS pozisyonu otomatik olarak alınır, bu nedenle Sızıntı Tespiti Sorumlusunun bu bilgiyi manüel olarak ayrıca kaydetmesine gerek yoktur. Benzer olarak referans ölçüm ve diğer önceki ölçümler otomatik olarak karşılaştırılır. Ortalama günlük test oranı yaklaşık 20km.dir.
Geleneksel olarak basınçlı boru ağlarında sızıntı tespiti, ağ üzerinde bir sızıntı varlığı hakkında sorumlulara bilgi vermek üzerinedir.
Bu, sızıntının ilerlemesine ve dolayısıyla çok ciddi sonuçlar doğurabilecek durumlara yol açabilmektedir. Geçmişteki teknikler ile kesin olarak sızıntının varlığı ve yer tespitinin yapılamamaktaydı. İstisna olmaksızın sızıntı varlığı ve yer tespiti için tatminkar olmayan odak; limitlerini defalarca kanıtlamış olan hacim, basınç, akış, sıcaklık ve sonik parametrelerdir.
Boru ağı sorumluları riski minimize etmek için ağdaki basıncı azalttıklarında geleneksel yaklaşımlar hepten etkisiz hale gelmektedir. Sızıntı tespiti ve lokasyonunda, tespiti zor olan parametrelere veya karışık istatistiklere dayanmayan devrim işte burada; ayrıca kanalizasyonda da kullanılabilmektedir.
Tüm boru sızıntı tespit (geçmiş zaman sızıntı tespit) çözümleri sonik metotlara dayalıdır.
Basınç: Borulardaki düşük basınç sızıntının yerinin tespit edilememesi ve dolayısıyla boşu boşuna kazı ve para kaybı anlamına gelir.
Boru Malzeme ve Çapı: Bazı boru malzemesi ve çapının sonik özellikleri büyük zorluk yaratmaktadır.
Arka plan gürültüsü: Şehirlerde ve karayollarında sonik tekniklerin kullanılması imkansızdır. Geçmişte, geceleyin sakin saatler tercih edilirken, artık günümüz modern şehirlerinde uygulanamamaktadır.
Operatör becerisi: Bazı noktalarda eğitim ve bireysel yeteneğin alınan verilerin değerlendirilmesinde etkin olması kişiden kişiye değişen belirsizliğe yol açar.
Kesin sonuç alınamaması: kesin sonuçtan bahsedilemez; ya test yapan kişiler tarafından yada karışık istatiksel modellerle yürütülen bilgisayar ile değerlendirilmesi gerekmektedir.
Yavaşlık: Geleneksel akustik metotların tamamlanması, ideal koşullar sağlanmış olsa dahi, uzun süre gerektirir.